Haber

Mansur Yavaş: “‘Çalır ama çalışır’ anlayışını tamamen ortadan kaldırdık. Ankara’nın Dürüst Yönetilebileceğini Herkese Gösterdik”

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Keçiören Seçim Uyum Merkezi açılışında şunları söyledi: “6 milyonumuz tek yürek oldu. Durumu iyi olan da olmayan da birbirini görmeden yardımlaştı. yürüttüğümüz kampanyalarla, hatırlıyor musunuz, birbirimizi kredi defterine davet etmiştik, görmeden, tanımadan gittiler, bakkallarda kredi defterini kapattılar, belediye başkanlığı böyle bir şeydir, gerçek belediyecilik budur. Şöyledir. Belediye başkanı halkına yol gösterir ve dayanışmayı sağlar. Bunun için öncelikle belediye başkanına güvenmemiz gerekiyor. Bu inancımdan dolayı tüm Ankara’ya teşekkür ediyorum. “Bunca çamura rağmen ayrımcılığı, kini ortadan kaldırdık. Ankara kaldırımlarından nefret. ‘Çalmak ama çalışmak’ kavramını tamamen ortadan kaldırdık. Ankara’nın dürüst yönetilebileceğini herkese gösterdik” dedi.

ABB Başkanı Mansur Yavaş, bugün Keçiören’deki Seçim Uyum Merkezi’nin açılışına katıldı. Açılışta Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve CHP Keçiören İlçe Başkanı Berk Kılıç da hazır bulundu. Vatandaşlar, “Ankara seninle gurur duyuyor”, “Mansur Başkan” gibi sloganlar attı. Program saygı duruşu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Açılışta halka seslenen Yavaş, şunları söyledi:

“FATİH KÖPRÜSÜ TAM 2 YIL ÖNCE 4 ŞERİT OLARAK PLANLANMIŞTIR VE HALA ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLE PROTOKOLÜ BEKLEMEKTEDİR”

“Keçiören için bugüne kadar sunduğumuz bazı hizmetlerden bahsetmek istiyorum: 1400 dönümlük Hacıkadın Kent Ormanı hizmetinizde, çok yakınınızda. Ovacık Park hizmetinizde. Hasköy Köprülü Kavşağı hizmetinizde. Keçiören sonu.Fatih Köprüsü hakkında da bilgi vermek isterim: Fatih Köprüsü dört şeritli olarak planlanmıştı. , tam 2 yıl önce.Ve Ankara Üniversitesi ile protokol bekliyordu, hala bekliyor.Bazı belediyeler olduğunda Keçiören meclis üyeleri henüz Keçiören’i yapmadığınızı söylerken kendisine şu denildi: ‘Keçiören’i gerçekten seviyorsanız oradaki trafik sorununu da çözersiniz, sorun yok. ‘Gidin, Ankara Üniversitesi ile görüşün, alın’ dediler. protokol imzalandı, bunu hemen yapalım.’ Ama tık yoktu, neden tık yok, ‘Mansur Yavaş yapamadı’ desinler.

“BU PROTOKOL İMZALANMAZSA MÜJDE VERİRİM: YERİN ALTINDAN GEÇECEĞİM, TÜNEL YOL İNŞA EDECEĞİM, YİNE KEÇİÖREN’İ RAHATLATACAĞIM”

Bakın herhangi bir sorun bilmiyoruz. Seçime kadar bekleyeceğiz, ihale hazır. Protokol imzalanırsa Keçiören Fatih Köprüsü’nü dört şeritli yapmaya hazırız. İzin vermezlerse, Ankara Üniversitesi ile bu protokol imzalanmazsa müjdeyi veriyorum: Yer altından geçeceğim, tünel yol yapacağım, yine de Keçiören’i rahatlatacağım. Onun da çalışmaları tamamlandı. Sanırım şöyle düşündüler: Mansur Yavaş seçimi kaybedsin diye bu köprüyü yaptırmayalım. Ama umarım büyük bir çoğunlukla seçimi tekrar kazandıklarında ve artık o umutları kalmadığında protokolü imzalayacaklarını düşünüyorum. Yapacağımız tünelin parası Ankara halkından gelecek. Daha pahalıya mal olacak. Ama Keçiören için bu bir bedeldir. Bu tünel yolu sadece Fatih Köprüsü’nü kapsamıyor. Dahası var. Keçiören’in diğer bölgelerine bağlayacak ve Keçiören trafiğini büyük ölçüde rahatlatacak.

“KİTABIMIZDA OY VEYA OY KULLANILMAMASI YOK. KİM KURBAN OLURSA OLSUN, BİR KIRDI GİBİ DERHAL YANLARINDA DURACAĞIZ”

Ayrıca Bağlum’daki hizmet binamız da tamamlandı. Anaokullarımız Osmanlı, Esertepe ve Kuşcağız’da açıldı. Sosyal yardım açısından Mamak’tan sonra en çok yardım alan yer Keçiören’dir. Kitabımızda oy/oy bulunmamaktadır. Kitabımızda kim mağdur olursa olsun, hız yardım aracı gibi anında onun yanında olacağız. Ayrıca sevgili öğrencilerimiz için 5 meydan ve 4 köyümüzde internet hizmetimiz bulunmaktadır. Barış Yolu Caddesi’nde Keçiören Belediyesi’nin çözemediği sorunu ASKİ bir kez daha çözdü. Barış Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Unutmayın Keçiören’in altyapısı 1984’ten beri yapılıyor. O dönemde nüfusu 400 bindi, şimdi 1 milyon. Keçiören’e herhangi bir hizmet verilmedi. İnşallah Keçiören’in tamamının altyapısını da oluşturabileceğiz. 240 bin metrekare yani 240 kilometre içme suyu hattı, 145 kilometre su ve yağmur suyu hattı. Ankara’da yağmur suyu ile atık su aynı hattan geçtiği ve yıllardır altyapı yatırımı yapılmadığı için her yer sular altında kalıyor. Keçiören’de de bir tanesini ihaleye çıkarmak üzere olduğumuz büyük bir kapalı spor salonu var. İnşallah seçimlerden önce ihaleye çıkacağız.

“‘ÇILGIN BİR PROJE YAPIYORUM’ DEMİYORUZ VE HALKIN PARASINI ÇÖP PROJELERE GÖMÜYORUZ”

Nasıl bir belediyecilik yaptık? Ankara’daki belediyeciliğin tarihini biliyorsunuz. Gelir gelmez Türkiye’de ilk kez Meclis toplantılarını herkesin görebileceği şekilde canlı yayınlamaya başladık. ardından ihaleleri canlı yayınlamaya başladık. Bu yıl şu ana kadar 4 binin üzerinde ihale canlı yayınlandı. Geçmişte ihaleler az katılımcıyla ve özel kurallarla yapılıyor, ihaleler hep kişilere veriliyordu. Artık hak eden alır. Kırım’da daha çok şey yapılıyor. Şeffaf bir şekilde ve herkesin gözü önünde yapılır. İsteyen rahatlıkla gelip ihalelere katılabilir. Yaptığımız çalışmaları pankartta duyuruyoruz. Maliyetini herkesin bilmesini istiyoruz. Bir kez daha Sayıştay raporlarımızı ve belediyemizin yaptığı tüm harcamaları kuruşuna kadar online olarak açıklayarak muhasebeleştiriyoruz. Tek başımıza karar vermiyoruz. ‘Ben çılgın proje yapıyorum’ deyip halkın saf parasını çöp projelere gömmüyoruz. Söz verdiğimiz gibi sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve meslek odaları ile görüşerek projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Şehir yönetim kurulunda 1.800’den fazla katılımcı kuruluş bulunmaktadır. Onların bilgeliğine ihtiyacımız var. Ortak akılla yönetiyoruz. Hiçbir zaman ‘Ben yaptım, oldu’ demeyiz. Ankara halkının saf parasını hiçbir şekilde israf etmeden harcamıyoruz. Biz Ankara halkının parasını harcarken, kendi paramızı harcamayacağımız hiçbir yere harcamayız. Paranızı harcarken son derece cimriyiz. Olmak zorundayız. Bu para bize olan güveninizdir. Onu israf edemeyiz ve israf edemeyiz.

“DÜNYA BANKASI’NDAN 50 MİLYON DOLARLIK KREDİ ALINDI. UMARIM BİZDE BUNUN İHALESİNİ VERİRİZ”

Ve bu dönemde kimseyi ayırmadık. Oy verip vermediğini hesaplamadık. Biz seçim sonuçlarını ele alıp bir yere servis ederken şu kadar oy buradan geldi, bu kadar oy buradan geldi demedik. Ankara’da 250’ye yakın açık kanalizasyon var. Yüzlerce köyde su yok. Nerede oy kullansalar, ne yapsalar da ASKİ’den onların acil ihtiyaçlarına yönelik proje ve ihaleler yaptık. 155’e yakın köyün kanalizasyonunu kapattık. Yani burası başkent Ankara… Başkentte hâlâ açık kanalizasyon var… Bu Keçiören’in hâlâ altyapısı yok. Dünya Bankası’ndan 50 milyon dolarlık kredi geldi. İnşallah onun da ihalesini yapma şansımız olur. Oylarımızı saymadan, ihtiyaç duyduğumuz yerde ve zamanda harcadık.

“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KONUŞMASINDA SÖYLEDİĞİ GİBİ, ‘BİZ MİLLİYETÇİSİZ. DOĞRUDAN TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ.’ HERKES BUNU BİLMELİ”

Hep terör siyaseti yapıyorlar değil mi? Hep karalama siyaseti yapıyorlar değil mi? Artık onların yüzüne vurmanın zamanı geldi. Biliyorsunuz, ‘Gelir gelmez personeli işten çıkaracak’ diyorlardı. Kendi partisinden devraldıkları belediyedeki işçileri gelir gelmez işten atanları biliyorsunuz değil mi? Biz ise hiçbir zaman kimsenin çoğunluğu geçmişten gelen parasıyla oynamadık, kendimiz için de böyle bir şeyi yapamayız. ‘Maaşını ödeyemiyor’ dediler. Bırakın maaş ödemeyi, bütçesi en güçlü olan kurum Ankara Büyükşehir Belediyesi’ydi. Hepinize bir soru sorayım: Sayaçları kim okuyordu? Bunu söylerken hiç utanmadılar. Her yerde söylüyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’unda söylediği gibi ‘Biz milliyetçiyiz. ‘Biz doğrudan Türk milliyetçisiyiz.’ Bunu herkese bildirin. Ankara’nın yurtsever gençleri su sayaçlarını okudu. Ankara’nın yurtsever gençleri faturaları evlere dağıtıyor. Geldiğimiz hafta kısaltmasından dolayı TC’den utandılar ve onu kaldırdılar. Geldiğimiz hafta TC tabelalarını yerine çiviledik. Biz mevsimsel milliyetçi değiliz. PKK’ya karşı olduğumuz kadar HÜDA PAR’a da karşıyız. Birbirimizi görmezden gelip diğeri hakkında konuşmaya gerek yok.

“ANKARA BÜTÇESİ 5-6 YIL ÖNCE 2 MİLYAR 200 MİLYON DOLAR OLDU. ŞİMDİ 1 MİLYAR 200 MİLYON DOLAR, YARISI OLDU”

Başka bir hakaret neydi? ‘Sosyal yardımı kesecek’ dediler. Nasıl dağıtıldı? İnancımıza uymayan bir şekilde müteahhit firmadan satın alınıp kapı kapı dağıtılıyorlardı. Artık Başşehir Kart’ın geldiği anda verilmesiyle bu sorun ortadan kalktı. O anne, ailesinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için en ücra köye gider, istediğini alır ve istediği yerde harcar. Bir müteahhit yerine köyler dahil binlerce bakkal bundan faydalanıyor. Kömür dağıtılıyor. Daha önce dağıtılmıştı. Yine belediye alıp kapı kapı dağıttı. O da kalktı. Kartlara para yüklüyoruz. Ankara’da ne kadar kömür satan tüccar olursa olsun, ihtiyaç sahibi oradaki kömür satıcısı aracılığıyla kartını verip evine geliyor. Başkent Kartla mı aldı, parayla mı aldı, sosyal yardım mı aldı? Kimse bilmiyor. Kimsenin başını öne eğmeden yapıyoruz. Bundan 5-6 yıl önce Ankara’nın bütçesinin tutarı 2 milyar 200 milyon dolardı. Şimdi 1 milyar 200 milyon dolar yani neredeyse yarısı.

“BİR E-POSTASINDA Diyor ki: ‘ÇOCUĞUM ÜÇ AYDIR BENDEN ANNE KÖFTESİ İSTİYORDU VE BEN VERMEMİŞTİM. ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN.’

Şu kadar gelir elde ettiniz, otobüsün parasını bir dolara sattınız, suyu 1,7 dolara sattınız. Bu kadar parayı nereye harcadın? Bunu daha önce hiç düşündün mü? Bu kadar ekonomik zorluk içinde bu insanların sadece paket dağıtmak yerine evlerinde nasıl ısındıklarını hiç düşünmediniz değil mi? Evet, ilk çalışmamızdan bu yana son 3 yıldır 3 ayda bir sosyal destek ihtiyacı olan 200 bin ailenin doğalgaz bedelini karşılıyoruz. Onlar da aileleri ve çocuklarıyla birlikte evlerinde rahatça ısınabiliyorlar. Bu kadar bütçen vardı. Bu insanların ne yediğini, içtiğini hiç düşündünüz mü? Artık evlerine her ay bir kilo et giriyor. 25-26 aydır bunu yapıyoruz. Bir e-postada şöyle yazıyor: ‘Çocuğum üç aydır benden annesinin köftesini istiyordu ama ben ona veremedim. Tanrı seni korusun.’ Bunun sorumluluğunu üstlenmiyorum. Bize bu hizmetleri sunma fırsatını verdiniz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiniz. Biz bu hizmetleri sağlıyoruz. Tanrı hepinizi kutsasın. Hepimiz bu duaları paylaşıyoruz.

“İLKOKULA GİDEN 16 BİN AİLENİN ÇOCUĞUNUN HİZMET BEDELİNİ ÖDÜYORUZ”

O ailelerin küçük çocuklarının nasıl okula gittiğini kimse bilmiyor. 16 bin ailenin ilkokula giden çocuğunun hizmet bedelini ödüyoruz. Bugün sosyal destek alan ailelerin çocukları olan 70 bin ortaokul öğrencisi, kişi başı 50’şer adet otobüsle ücretsiz olarak okula gidiyor. Bizim kaygımız mutlaka okumalarıdır. Diğer arkadaşları ve akranları gibi fırsat eşitliğinden yararlansınlar. Kırtasiye desteği sağlıyoruz. Sadece kırtasiye mağazalarından alabiliyor. Bir yandan da kırtasiye esnafını ayakta tutuyoruz. Bazı belediye başkanlarımızın ilkokul çocuklarına gıda yardımı yapmak istediğini duyuyorsunuz ama bazı yerlerde katılıyorlar, bazı yerlerde ise maalesef milli eğitim müdürlükleri okula göndermiyor. ‘Çocuklar aç kalsın ama biz bu belediyelerden yardım alamayacağız’ diyorlar. Bu engeli aşmak için teneffüslerde arkadaşları kantine gidip alışveriş yaparken çaresizce bakan çocuklara, kantin bulunan okullarda günlük 20 liralık kupon vererek bu dezavantajı ortadan kaldırdık.

“ÇOCUKLARIMIZ EĞİTİMDEN mahrum kalmasın diye 918 KÖYÜN HEPSİNE İNTERNET SAĞLADIK. DÜNYADA BİR İLK OLDU”

Zorda olan, mağdur olan herkesin yanındayız. Düşüncelerimiz onlarla birlikte. Çöp projeleri yerine Ankara’da yaşayan herkesi nasıl mutlu edebiliriz, dar gelirli aileleri onlarla nasıl eşitleyebiliriz diye soruyoruz. Pandemi geldi, okulları kapattılar, uzaktan eğitim olacak, internet yok, ebeveynlerinin telefonlarından giriş yapıyorlar. Bu çocuklar eğitimden mahrum kalmasın diye Ankara’nın 918 köyünün tamamına internet sağladık. Bu aynı zamanda dünyada da bir ilkti. Biz bundan memnun değildik. Sadece sosyal yardım değil, ‘Ankara halkını zengin edeceğiz’ dedik. Kırsal kalkınma vakıflarını başlattık. Şu ana kadar kırsal kalkınma söz konusu olduğunda bir miktar hayvan vererek, bir traktör göndererek, taş toplama makinesini ziraat odalarına vererek kalkınmanın sağlanacağını öngördüler. Geldik; İlk defa Başşehir Pazarı’na verilecek mazot yardımı, tohum yardımı, fide, gübre, sulama boruları ve masraflarımız oradan vardı.

“YURTDIŞINDAN AĞAÇ GETİREREK HANS VE GEORGE’İ ZENGİN YAPMAK YERİNE, KÖYÜMÜZÜN KADINLARINA ÇİÇEK ÜRETTİREREK ZENGİN KALIYORUZ”

Ankara çiftçisine 825 milyon lira yardımda bulunduk. 6 buçuk milyar gelir elde ettiler. Bu o kadar değerli ki artık gıdaya erişim zorlaşıyor. Önümüzdeki yıllarda dünyanın en büyük iki savaşı su ve gıda yüzünden olacak. Şu anda Türkiye’de kullanılan tohumların tamamı hibrittir. Atadan kalma tohum kalmadı. Tohum savaşları yarın başlayacak. Avrupa’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde herkes tohumları yeraltında saklıyor. Köylerine dönmelerini ve en iyi bildikleri üretimi yapmalarını istiyoruz. ve sonuç olarak Ankara halkının parasını yurt dışından ağaç getirerek Hans ve George’u zengin etmek için kullanmak yerine; Köylü kadınlarımıza çiçek yaptırarak zenginleştiriyoruz. Ankara halkının parası Ankara halkına geri dönüyor. Ankara halkının parası bazen tohum olarak yere saçılır ve rahmet olarak fışkırır. Kadın kooperatiflerini destekliyoruz. Biz halka ait olanı halka veriyoruz. Pandemi döneminde tek bir kişiyi mağdur etmedik. Herkes duysun: Pandemi döneminde esnafa bırakın cezayı, kiralarını bile alamadık, bazılarını erteledik. Aslında dükkanı kapanan birine ne kadar ceza keseceksiniz? Kuryeleri devreye soktuk. Dükkanları kapalı olan terzileri getirterek maske diktirdik. Evlerinden çıkamayanları Nakliyeciler Kooperatifi aracılığıyla taşımak, onların da ceplerine bir kaç kuruş kazandırmak istedik.

“‘ÇALIŞIYOR AMA ÇALIŞIYOR’ KAVRAMINI TAMAMEN ORTADAN KALDIRDIK. ANKARA’NIN DÜRÜST YÖNETİLEBİLECEĞİNİ HERKESE GÖSTERDİK”

Tek yürek 6 milyon insan olduk. Yaptığımız kampanyalarla hem durumu iyi olan hem de olmayanlar birbirlerini görmeden birbirlerine yardım ettiler. Kredi defteri davetiyesi yaptığımızı hatırlıyor musun? İnsanlar birbirlerini görmeden, tanımadan gittiler, bakkallardaki hesapları krediyle kapattılar. Belediye başkanlığı böyle olur. Gerçek belediyecilik böyle olur. Belediye başkanı halkına önderlik eder ve dayanışmayı sağlar. Bunun için öncelikle belediye başkanına güvenmemiz gerekiyor. Bu inançtan dolayı tüm Ankara’ya teşekkür ediyorum. Onca çamura rağmen Ankara kaldırımlarından ayrımcılığı, kin ve nefreti kaldırdık. ‘Çalır ama işe yarar’ anlayışını tamamen ortadan kaldırdık. Ankara’nın dürüst yönetilebileceğini herkese gösterdik.

“BENİMLE EL TUTULACAK, KEÇİÖREN İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞACAK BİR BELEDİYE BAŞKANI SEÇME ZAMANI GELDİ”

Çok oy almamıza rağmen belediye meclisindeki sayımız düşük kaldı. Yıllardır Büyükşehir Belediyesi ile Keçiören Belediyesi sürekli çatışıyordu. Bu sefer böyle bir şeyin olmayacağını, fiyatları karşılayabileceğimizi umuyorduk. Ancak maalesef tüm yaklaşımlarımıza rağmen bu gerçekleşmedi. Hepinizden şunu istiyorum: Yakında Keçiören Belediye Başkanı adayımızı açıklayacağız. Bu tartışmayı bir kenara bırakmanın zamanı geldi. Benimle el ele tutuşacak, Keçiören için birlikte çalışacak bir belediye başkanını seçmenin zamanı geldi değil mi? İnşallah yol arkadaşımız olacak, Keçiören için gerçekten çalışacak bir belediye başkanına ihtiyacımız var. Amacımız, Mustafa Kemal Atatürk’ün başkent yaparak bizlere emanet ettiği Ankara’yı dünya başkentleriyle yarışan bir başkent haline getirmek için hep birlikte çok çalışmak ve başaracağız.”

haberosmangazi.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu