Credit Suisse krizinden bir yıl sonra bankalar sürekli incelemeyle karşı karşıya
Credit Suisse’in çöküşüne ve ardından İsviçre’deki rakibi UBS tarafından düzenlenen hükümet destekli kurtarmaya yol açan bankacılık krizinin üzerinden bir yıl geçti. Finansal sistemi istikrara kavuşturma çabalarına rağmen, düzenleyiciler ve kanun yapıcılar hala bankaları mevduat akışı ve acil nakit paraya daha kolay erişim ihtiyacı gibi kırılganlıklara karşı nasıl destekleyecekleri konusunda kafa yoruyor.
ABD bankalarının da kurtarıldığı Mart 2023 bankacılık krizi sırasında İsviçre hükümetinin müdahalesi, ABD’nin daha az bilinen bölgesel kredi kuruluşu Silicon Valley Bank’ta yaşanan bir kaçışın yol açtığı ani kargaşayı bastırdı. Bununla birlikte, küresel mali düzenleyiciler İsviçre’yi, özellikle UBS’nin genişleyen boyutu ve etkisi ışığında bankacılık kontrollerini geliştirmeye çağırırken, bankacılık sektörünün güvenliği sorgulanmaya devam etmektedir.
Bankaların 30 günlük bir likidite stresi dönemini atlatmak için yeterli likit varlığa sahip olmalarını sağlamak amacıyla 2008 mali krizinden sonra uygulanan likidite karşılama oranı (LCR) gerekliliklerine rağmen, Credit Suisse’den mevduatların hızla çekilmesi bu önlemlerin yetersiz olduğunu göstermiştir.
Avrupalı düzenleyiciler şimdi LCR’yi daha kısa akut stres dönemlerini hesaba katacak şekilde ayarlayıp ayarlamamayı, stres ölçüm zaman çerçevesini potansiyel olarak bir veya iki haftaya indirip indirmemeyi düşünüyorlar. Benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri’nde Para Birimi Komptrolörü Vekili, beş günlük stresi karşılamak için yeni bir oran önermiştir.
Avrupa’da sektör çapında değişikliklerin uygulanması ancak önümüzdeki yıl gerçekleşebilir, çünkü bankalar hala daha fazla sermaye ayırmalarını gerektirecek Basel III düzenlemelerinin nihai uygulaması üzerinde çalışmaktadır. Bu arada, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), konuyla ilgili yorum yapmayı reddetmesine rağmen, bireysel bankalardaki likidite tamponlarının incelemesini yoğunlaştırdığı bildiriliyor.
İsviçre’de tartışmalar, özellikle merkez bankalarından borç almak için yeterli teminata sahip olmadıkları senaryolarda, acil durum kredilerinin bankalar için nasıl daha erişilebilir hale getirileceği üzerine yoğunlaşıyor. İsviçre Ulusal Bankası’na (SNB), kurumsal krediler ve menkul kıymetlere dayalı krediler de dahil olmak üzere daha geniş bir varlık yelpazesini teminat olarak kabul etmesi çağrısında bulunulmuştur. SNB, uygun teminat evrenini sürekli olarak gözden geçirdiğini belirtmiştir.
Bazı analistlere göre, İsviçre hükümetinin Nisan 2024’te UBS için daha sıkı sermaye gerekliliklerini içerebilecek bir rapor yayınlaması bekleniyor. UBS CEO’su Sergio Ermotti, bu tür önlemlerin göz ardı edilemeyeceğini kabul etti.
Bilanço büyüklüğü 1,6 trilyon doları aşan ve İsviçre ekonomisinin neredeyse iki katına ulaşan UBS’in büyüklüğü ile ilgili endişeler de artıyor ve bu da ülkenin başarısız olamayacak kadar büyük düzenlemelerinin yeniden değerlendirilmesine yol açıyor.
Finans sektörü gelecekteki mevduat akışı potansiyeli konusunda tetikte olmaya devam ederken, ECB bazı bankalara erken uyarı işaretleri için sosyal ağları izleme talimatı verdi. Küresel mali düzenleyiciler, sosyal medyanın mevduat çekilişlerini nasıl hızlandırabileceğini anlamak için bu yıl içinde kapsamlı bir inceleme yapacak.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.